suheyl – Doç. Dr. Süheyl Haytoğlu https://suheylhaytoglu.com Rinoplasiti Ve Burun Estetiği Revizyon Burun Estetiği Piezo Burun Estetiği Kepçe Kulak Cerrahisi Sinüzit Ameliyatları Horlama Cerrahisi Göz Kapağı Estetiği Septum Deviasyonu (Burun İçi Eğriliği) Gamze Estetiği Ses Telleri Kulak Zarı Tamiri (Timpanoplasti) Tükürük Bezi Baş – Boyun Kanserleri Bademcik Geniz Eti Gıdı Alma Yüz Cildi Tümörleri Botox Yüze Yağ Enjeksiyonu Gözaltı Işık Dolgusu PRP Mezoterapi Gözaltı Morluk Tedavisi Gençlik Aşısı Dudak Dolgusu Şakak Dolgusu Çene Kontürü Belirginleştirme Masseter Botoksu – Bruksizm (Diş Gıcırdatma) Tedavisi Migren Tedavisi Baş Dönmesi Tedavisi (Pozisyonel Tedavi) Yüz Germe Thu, 05 Oct 2023 21:53:25 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.0.21 Burun Estetiği Hakkında Bilinmesi Gerekenler https://suheylhaytoglu.com/burun-estetigi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler/ Tue, 16 Apr 2019 05:18:52 +0000 https://suheylhaytoglu.com/?p=758 Burun Estetiği – Rinoplasti

Burun yüzün tam ortasında olduğundan dolayı, kişinin yüzüne bakıldığında en dikkat çeken, nefes ve koku alma gibi önemli fonksiyonları olan organıdır. Her burun kişiye özel karakteristik özellikler taşır, burunda yapılacak küçük değişiklikler dahi, yüz görünümünde belirgin değişiklikler yaratabilir. Burnunun şeklinden memnun olmayan kişiler, burunlarına yapılacak müdahalelerle burun şeklini değiştirebilirler.

Amaç

Estetik anlayışı zaman içinde değişime uğramıştır. Daha önceleri daha kalkık, estetik olduğu belli olan burunlar tercih edilirken günümüzde daha doğal, yüz hatları ile daha uyumlu burunlar tercih edilmektedir. Amaç kişinin istekleri ile uyumlu, yüz hatları ile uyumlu, fonksiyonlarını(nefes alma, koku alma)  yerine tam olarak getiren güzel burunlar oluşturmaktır.

Ameliyat Öncesi

Hangi yaşlarda yapılabilir?

Genellikle genç yaş gruplarında daha sık uygulanmaktadır. Buna karşın 60’lı yaşlardaki hastalarda da iyi sonuçlar elde edilebilmektedir. Kişinin gelişimine göre değişmekle birlikte genel kabul edilen kızlarda 17, erkeklerde 18 yaştır.

İlk görüşme

İlk görüşmede amaç, burnunuzla ilgili isteklerinizin dinlenerek, bu isteklerin yüzünüze uyumu değerlendirilecektir. Bu muayene sırasında burnunuzun fonksiyonlarını engelleyen sağlık problemleri de değerlendirilecektir ve bunlarla ilgili size çözüm önerileri sunulacaktır. Bu görüşme sırasında yüzünüzün çeşitli açılardan fotoğrafları çekilir ve bilgisayar ortamında fotoğraflar üzerinde değişiklikler yapılarak, hasta ve doktorun birbirlerini doğru anlayabileceği, beklentilerin ve elde edilecek sonuçların üzerinde uzlaşılabileceği bir ortam sağlanır.

Kişiye özel tasarım

Burun yüzün en karakteristik bölgelerinden biridir. Herkese aynı burnu yapmak yerine kişinin kendi karakteristik özelliklerine uygun, yüzün diğer beğenilen bölgelerine uyumlu burnu oluşturmak kişiyi ve doktorunu daha mutlu edecektir. Aynı zamanda burnun kişiye özel tasarlanması gerektiğinden yüzünüzün diğer bölgeleri ile ilgili burnunuzu ve yüzünüzü bütünleştirecek çözüm önerileri ve ek müdahaleler (çene, dudak gibi) size sunulur.

Ameliyat öncesi yapılması gerekenler

Güvenli cerrahi için ameliyat öncesi gerekli olan kan tahlilleri, EKG ve akciğer grafisi yapılır ve anestezi uzmanı tarafından tahlillerle birlikte anestezi riskleri açısından değerlendirilirsiniz.

Ameliyat

Doktorun ve kişinin isteklerine bağlı olarak, burnun uygunluğuna göre açık veya kapalı olarak gerçekleştirilir. Ameliyat süresi burunda yapılacak işlemlere göre değişiklik gösterebilir. Ameliyatın türü ve kullanılacak teknik ekipmanlar (piezo, tur, mikrotestere gibi) burundaki deformitelere ve kişinin isteklerine göre belirlenerek ameliyat öncesi hazır edilir ve ameliyat sırasında gerekli kısımlarda kullanılır. Ameliyat bitiminde burnunuzda yapılan işlemlere göre burun içi ve dışına gerekiyorsa tampon uygulanır. Gerekli kısımlara bantlama yapılır.

Ameliyat Sonrası

Ameliyattan sonra burnumdan nefes alabilecek miyim?

Ameliyattan çıkar çıkmaz burnunuzdan nefes alabilirsiniz. Burnunuza gerekli durumlarda konulan kanallı silikon tamponlar ile nefes yollarınız ameliyat bitiminden itibaren açık olacaktır.

Tampon alınırken ağrı olacak mı?

Ameliyattan sonra kullanılan tamponlar silikon ve kanallıdır. Eskiden kullanılan bez tamponlardan farklı olarak dokuya yapışmaz, kayarak kolayca çıkar. Bu nedenle ağrı, kişinin ağrı eşiğinden etkilenmekle birlikte, beklendik bir durum değildir.

Ameliyattan sonra nelere dikkat etmeliyim?

Ameliyattan sonraki dönemde en az 1,5 yastıkla başınız yukarıda olacak şekilde yatmanız gerekir. Bunun sebebi başınızın vücudunuza göre yukarıda olması ve ödemlerin daha hızlı düzelmesidir.

Doktorunuz tarafından önerilen hipertonik spreyleri günde 3-4 kez kullanarak burun pasajlarınızı nemlendiriniz. Kuruluk kabuklanma burnunuzdan nefes almanızı engelleyebilir. Spreyler ve nemlendirici krem sürmeniz kabuklanmanın azalmasına yardımcı olacaktır.

İlk hafta çiğneme eforu gerektiren sert ve sıcak yiyecekler tüketmemeniz burnunuzun zarar görmemesi ve ödemlerinin daha kısa sürede inmesi için gereklidir.

İlk 2 gün burun çevresine ve göz üzerine saatte bir 5-10 dakika uygulanacak soğuk jeller oluşabilecek şişlikleri azaltır ve çabuk düzelmesine yardımcı olur.

Ameliyattan 4 saat sonra yemek yiyebilirsiniz. İlk günler yumuşak gıdaları tercih etmeniz konforunuz açısından önerilir.

2 ay boyunca direkt güneş ışınlarından korunun, güneşe çıkacağınız zaman koruyucu güneş kremi kullanın, aksi halde hassaslaşan burun cildinizde lekelenmeler oluşabilir.

Ameliyattan sonra 2 ay gözlük kullanmamanız gerekir.

Ameliyattan sonra ilk ay efor gerektiren sporlardan uzak durmak gerekir.

Ameliyattan sonra burun üzerine konulan plastik ısı ile şekil verilebilen alçılar doktorunuz tarafından 1. Haftanın sonunda alınır.

]]>
Horlama Tedavisi https://suheylhaytoglu.com/horlama-tedavisi/ Tue, 16 Apr 2019 05:10:26 +0000 https://suheylhaytoglu.com/?p=760 Unutmayın: Horlama nefes almanın tehlikeli biçimde kesilmesidir. Horlama komik değildir, umutsuz hiç değildir.

HORLAMA HASTALIĞI

Normal erişkin insanların en az %45’i zaman zaman horlamaktadır. %25’i sürekli olarak horlamaktadır. Horlama problemi en sık şişman erkeklerde görülür ve yaşla birlikte her geçen gün artar.

A.B.D. de 300 den fazla firma horlamaya karşı cihaz geliştirmiştir. Bazı modeller pijama arkasına tenis topu yapıştırmak gibi eski bir modelin modifikasyonlarıdır (Sırt üstü yatarken horlama daha çok artar.). Çene ve boyun askıları, boyunluklar ve ağız içine yerleştirilen cihazlar hiçbir yarar sağlamamıştır. Horlama sesi ile çalışıp hastayı uyandıran elektronik cihazlar bulunmuştur. Bütün bunlar hastanın horlamadan uyuma alıştırmaları olarak düşünülmüştür. Ancak maalesef horlama kişinin kontrolünde olmayan bir problem olup tüm bu cihazlar hastayı sadece uyutmamaya yöneliktir.

HORLAMANIN NEDENİ NEDİR?

Ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlık olduğunda ortaya çıkan gürültü biçiminde ki sese horlama denir. Dilin arkası ve yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Bunlar birbirleri üstüne geldiğinde solunumla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Horlayan biri aşağıdaki problemlerden en az birine sahiptir.

  1. Dil ve boğaz kasları gerginliği azalmıştır. Gevşek kaslar sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz. Bu olay alkol yada ilaç alarak gevşemiş birinin uykusunda kas kontrolünün kaybolması ile ortaya çıkar. Bazı insanlarda uykunun derin fazında gevşemeye bağlı olarak yine horlama görülebilmektedir.
  2. Boğazdaki dokuların aşırı büyük olması. Büyük bademcik ve geniz eti çocuklarda en sık rastlanan horlama nedenidir. Şişman insanlarda kalın boyun dokusu sebep olarak gösterilir. Kist ve tümörlerde nadir olarak bu yolla horlama yapabilmektedir.
  3. Yumuşak damak ve küçük dilin aşırı sarkık ve uzun olması boğaza doğru hava yolunu daraltır. Hava yoluna sarktığı için bir valv gibi horlamaya neden olur.
  4. Burun tıkanıklığı olan kişi havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Bu vakum boğazda kollabe olabilen dokuları hava yoluna doğru çeker. Böylelikle burun açık iken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar. Bu durum neden bazı insanların sadece allerjik dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda horladığını izah etmektedir. Burun deformasyonları bu tip burun tıkanıklığı nedenleri olarak bilinir. Deviasyon burun orta bölmesinin yan taraflara taşması olarak tanımlanır. Burun içi deformasyonları içinde en sık rastlanılanıdır.

HORLAMA CİDDİ BİR SORUN MUDUR?

Sosyal olarak evet! Bu aile yaşamında ciddi bir şekilde tehdit eder. Horlayan kişi alay konusu olur. Ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerin sorumlusu tutulur. Horlayan kişi tatil ve iş gezilerinde istenilmeyen oda arkadaşı olur. Tıbbi olara evet! Kişinin kendine verdiği zarar daha büyüktür. Dinlenilmeden geçirilen geceler vardır. Aşırı horlayan kişilerde yüksek tansiyon horlamayan kişilere göre daha sık görülür. Horlamanın en ağır formu “tıkayıcı tipte horlama hastalığıdır.” “Uyku apnesi” diye bilinen bu hastalıkta şiddetli horlama nefessiz kalınan bir dönemle kesilmektedir. Bu sırada solunum tam durmuştur. 10 saniyenin üzerindeki nefessiz kalma nöbetlerinin bir saat içinde 7 den fazla görülmesi yaşamı ciddi şekilde tehdit eder. Bu durumda doktorunuzun size bir uyku merkezinde inceleme yapılmasını önerecektir. Apneli (nefesin kesilmesi) hastalarda saatte 30-300 defa tıkanmalara rastlanılmaktadır. Böylelikle uykuda kan oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Oksijenin düştüğü bu dönemde kalp kanı daha çok pompalamak zorundadır. Bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi yerleşir. Tıkayıcı tipte horlama hastalığı olan kişiler uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebilmektedirler. Derin faz gerçek dinlenme için tek yoldur. Dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz geçecektir. Araba kullanırken yada iş başında uyuklamalar görülecektir.

HORLAMA TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Horlamanın bir çok tipi tedavi edilebilir. Erişkin horlayan kişiler için aşağıda sıralana önerilere uyulmalıdır.

  1. İyi bir adele tonusu kazanmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli.
  2. Horlayan kişiler uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen alerji ilaçlarını uykudan önce almamalı.
  3. Uykudan 4 saat önce alkol almaktan sakınmalı.
  4. Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı.
  5. Aşırı yorgunluktan sakınmalı.
  6. Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli. Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir metot dur. Böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur.
  7. Yatağınızın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde tüm yatağınız yaklaşık olarak 10 cm bir tarafa doğru çeviriniz. Bu amaçla yatağınız bir tarafı altına bir tuğla yerleştirmek amacınıza uygun olacaktır.
  8. Evde horlamayan kişilerin sizden önce uykuya geçmeleri için onlara süre tanıyın.

Her pozisyonda horlayan kişiler “ağır horlayan” olarak isimlendirilir. Bu kişilerin yukarıdaki önerilerden daha fazla yardıma ihtiyaçları vardır.

Horlama kişi ve ailesi için zararlı hale geldiğinde uzman doktorunuz ile görüşmeniz uygun olacaktır. Bu özellikle uyku sırasında nefes alamama problemi olduğunda (Yüksek sesli horlama nefessiz kalma dönemi ile kesilmektedir.) Doktorunuza baş vurmanız daha da önem kazanmaktadır. Horlama hastasının burun, ağız, boğaz ve boynunun detaylı muayenesi yapılmalıdır. Horlamanın boyutu ve horlayan kişinin sağlığını belirlemek açısından uyku laboratuarı çalışmaları değerlidir.

Tedavi şüphesiz tanıya dayanır. Bu allerji veya enfeksiyon tedavisi gibi basit yada bademcik geniz eti veya burun bozukluklarının cerrahi gerektirir biçimdedir. Horlama – Nefessiz kalma hareketli dokuların sabitleştirilmesi ve hava yolunun daha genişletilmesini sağlayan horlama ameliyatlarından başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Buna uvulopalatofarengoplasti ameliyatı (UPPP) adı verilmektedir. Hasta için bademcik ameliyatından çok farklı his vermez. Laser’ın kullanıldığı Laser-assisted uvulopalatoplasti (LAUP) lokal anestezi ile yapılabilen bir başka ameliyattır. Cerrahinin çok riskli veya hasta tarafından istenmediği durumlarda boğaza basınçlı hava veren maske takarak (CPAP) uyuyabilir. Kronik olarak horlayan her çocuk KBB uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilmelidir. Bademcik ve geniz eti ameliyatının gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahale çocuk sağlığına ve gelişimine çok önemli yararlar sağlayacaktır.

Kaynak:  Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Vakfı web sayfası

http://www.tkbbv.org.tr/

]]>
Doktor seçiminde dikkat edilmesi gerekenler https://suheylhaytoglu.com/doktor-seciminde-dikkat-edilmesi-gerekenler/ Mon, 06 Mar 2017 11:23:28 +0000 http://themewisdom.com/demo/wpm/doctor/?p=121 Doktorunuzu seçerken ilk önce etrafınızdaki akraba ve arkadaşlarınızın tavsiyelerini dikkate alabilirsiniz. Fakat kişisel farklılıklardan dolayı, başkasının iyi anlaştığı bir doktor size uygun olmayabilir. O nedenle tek başına tercih etme kriteri olmamalıdır. Doktor tercih ederken;

Doktorunuza güvenmeniz önemlidir:

Doktorunuza güvenmek, doktorunuzun yanında kendiniz rahat hissetmeniz ve ona gerçekten güven duymanız çok önemli. Doktorunuzun tedavinizle ilgili vereceği kararlar sağlığınız direkt olarak etkileyecektir. Eğer doktorunuza güven duymazsanız, onun size önerilerine uymakta zorlanırsınız. Kaliteli bir sağlık hizmeti alabilmeniz için ilk şart doktorunuza güven duyabilmenizdir.

Doktorunuzun mesleki deneyimi önemlidir: 

Doktorunuzun mesleki deneyimini sorgularken bazı noktalara dikkat etmekte fayda vardır. Tıp bilimi çok hızla ilerlemekte ve her branş kendi içinde alt branşlara ayrılıp, uzmanlaşmalar olmaktadır. O nedenle doktorunuz sizi muayene edip, başka bir uzmana yönlendirmesi, onun yetersiz veya kötü olduğunu göstermez. Bu durum ekip çalışması içinde bulunan klinikler de fazlaca görülmekte ve doktorunuzun yetersizliği değil  sizin sağlığınıza verdiği önemi gösterir.

Doktorunuzun yaklaşımı önemlidir:

Doktorunuz sizi soru sormaya özen gösteriyor, sorularınız dikkatle dinliyor ya da dinlemiyor mu? Sizi muayene ederken sizler ne kadar ilgili? Sizi soru sormaya teşvik ediyor mu? Durumunuz hakkında size detaylı bilgi veriyor, alternatifleri açıklıyor mu? Bunlar çok önemli olup, durumunuz hakkında bilgi edinmek, nedenini öğrenmek, riskleri, tedavi yollarını öğrenmek bir hasta olarak sizin hakkınızdır. Doktorunuzla kuracağınız iletişim, doktorunuzu belirlemede önemli bir rol oynamaktadır.

Doktorunuza istediğinizde ulaşabilme imkanı önemlidir:

Günümüzde iletişimin önemi herkes tarafından bilinmekte. Özellikle bebek bekleyen bir gebe de ihtiyaç duyduğu her an doktoruna ulaşmak isteyecektir. Her ihtiyaç duyduğunuzda doktorunuza telefon, e-mail vb. iletişim araçlarıyla ulaşabilmeli ve cevap alabilmelisiniz. Bazı problemler muayeneye gitmeden, evden bile çözülebilir.

Doktorunuzla kuracağınız diyalog çok önemlidir:

Doktorunuzun sizin anlayacağınız dilden konuşması çok önemli. Size bilgi verirken tamamen tıbbı terimlerle konuşması sadece sizin kafanızı karıştıracaktır. O nedenle doktorunuzla konuşurken, onun  ne demek istediğinizi anlayabiliyor olmalısınız.

Sonuç olarak; kendinizi  yanında rahat hissettiğiniz, aklınıza gelen soruları rahatça sorabildiğiniz, sorduğunuz sorulara cevap alabildiğiniz, durumunuz hakkında yeterli ve aydınlatıcı bilgi alabildiğiniz, gerektiği zamanlarda cep telefonuyla veya e-mail yoluyla rahatça ulaşabildiğiniz, muayeneden çıktığınızda aklınızda herhangi bir şüphe kalmadan gönül rahatlığıyla eve dönebilmenizi sağlayan doktor, sizin için en uygun doktor olacaktır.

]]>
Kulak Hastalıklarını Tanıyalım https://suheylhaytoglu.com/kulak-hastaliklarini-taniyalim/ Mon, 06 Mar 2017 11:23:01 +0000 http://themewisdom.com/demo/wpm/doctor/?p=118 Kulak Çınlaması (Tinnitus)

Sık karşılaşılan bir rahatsızlıktır. Duyulan ses aralıklı veya sürekli olabilir; tek kulakta, her iki kulakta veya kafa içinde yaygın duyulabilir. Sesin tonu kalın bir uğultu şeklinde, ya da ince bir çınlama şeklinde olabilir. Herhangi bir tedavi uygulanmadan önce kulak çınlamasının nedenine yönelik incelemelerin bir KBB hastalıkları uzmanı tarafından yapılması ve değerlendirilmesi gerekir.

Orta Kulak İltihabı

Kulak zarı ve kemikçiklerinden oluşan orta kulak bölümünün mikrobik iltihabına verilen isimdir. Bir veya iki kulakta birden olabilir. Hekime muayeneye giden çocuklarda en sık teşhis edilen hastalık, orta kulak iltihabıdır. İlk üç yaşlarına kadar bütün çocukların yaklaşık üçte birinde, orta kulak iltihabı oluşmaktadır. Orta kulak iltihabı, aynı zamanda, çocuklardaki işitme kaybının en sık sebebidir. Çocuklarda sık görülmesine rağmen, yetişkinlerde de görülebilir. Sıklıkla, kış ve ilkbahar başlangıcında görülür. En sık olarak, ağız veya burundan giren, östaki borusu vasıtasıyla orta kulağa ulaşan mikroplar yol açar. Grip, nezle, alerji, sinüzit veya soğuk algınlığı gibi durumlarda östaki borusu da şişer ve tıkanır, böylece orta kulağa hava geçemez ve orta kulak temizlenemez. İltihap sırasında kulak ağrısı, kızarık kulak zarı, zarın arkasında tüy toplanması görülür.

Orta Kulakta Sıvı Birikimi

Orta kulakta sıvı toplanması, genellikle genizden orta kulağa hava taşıyan östaki tüpünün yetersiz çalışmasına ve tedavi edilmemiş orta kulak iltihaplarına bağlıdır. Çocuklarda sıklıkla büyümüş ve iltihaplanan geniz eti ile birlikte görülür. Bazen kulak zarı delinir ve orta kulaktaki iltihap, kulak dışına akar. Fakat çoğunlukla östaki borusu açılamadığı için kulak akıntısı orta kulakta birikir. Buna, “orta kulakta sıvı birikimi” denir ve sıklıkla sürekli bir hâl alır. Ağrılı, ateşli orta kulak iltihabı geçtikten sonra bu sıvı, burada haftalar, aylar hatta yıllar boyu kalabilir. Daha da kötüsü, sıvının varlığı mikropların burada rahatça çoğalmalarına yol açarak, sık orta kulak iltihabına da sebep olabilir. Eğer kulaktaki sıvı birikimi tedaviye rağmen devam ederse doktor, orta kulaktaki sıvıyı uzaklaştırmak için cerrahi tedavi, yani tüp takılmasını önerebilir.


Dış Kulak İltihabı

Kulak kanalının banyo veya suya girme sonrasında nemli kalıp, mikropların üremesi sonucunda ortaya çıkan bir iltihaptır. Genellikle dış kulak egzaması olanlarda, kulağını pamuklu çubuklarla temizlerken zedeleyenlerde, kulak kanalına kimyasal madde girenlerde görülür. Hafif dereceli dış kulak iltihabında antibiyotikli kulak damlaları yeterlidir. Uygun tedavi ile dış kulak iltihabı, genellikle 7-10 günde iyileşmektedir.

Kulak Zarında Delik

Kulak kanalının derininde dış kulak ile orta kulağı ayıran kulak zarı bulunur. Kulak zarı, üzerine ses dalgaları geldiğinde titreşen ince bir yapıdır ve arkasında hava içeren bir boşluk olan orta kulak bulunur. Kulak zarının delinmesi çoğunlukla enfeksiyonlara veya yaralanmalara bağlıdır. İşitme kaybının şiddeti, kulak zarındaki deliğin büyüklüğü ile ilgilidir. Ayrıca deliğin kulak zarındaki yeri de işitme kaybının derecesini etkiler. Kulak zarı onarımındaki başarı, kulak zarındaki deliğin büyüklüğüne ve yerine bağlı olarak değişir.

Kolesteatom

Kulak kanalını ve kulak zarının dış kısmını kaplayan deri tabakasının orta kulakta bulunmasına “kolesteatom” denir. Çoğunlukla kronik orta kulak iltihaplarına bağlı olarak gelişir. Orta kulaktaki kolesteatom kesesi, zamanla genişleyerek çevresindeki kemiklere ve kemiklerin koruduğu yapılara zarar vermeye başlar. Yüz felcine neden olabilen kolesteatomlarda kesenin yüz siniri üzerindeki baskısını kaldırarak, siniri rahatlatmak ve fonksiyonunun zaman içinde düzelmesini beklemek gerekir. Kolesteatomların iç kulağa hasar vermesi halinde kulağa ait denge ve işitme fonksiyonları genellikle düzelmez.

Otoskleroz

Üzengi kemiği çevresinde kireçlenme yapan, sadece kulağa ait bir kemik hastalığıdır. Üzengi kemiğinin serbestçe titreşimini önleyen kireçlenme odağı, sesin iç kulağa iletilmesini engeller. Otoskleroz, genç-orta yaş kadınlarda daha sık görülür. Genetik özelliği olan bir hastalıktır. Otoskleroz, çoğu hastada her iki kulakta da görülür.


Baş Dönmesi (Vertigo)

Dengeyi sağlayan sistemlerin herhangi birinde meydana gelen bir bozukluk sonucunda ortaya çıkabilen anormal bir duyumdur. Baş dönmesi, farklı şekil ve şiddette hissedilebilir. Baş dönmesi ile birlikte bulantı, kusma, halsizlik, göz kararması, deride solukluk, terleme gibi belirtiler ile baş dönmesine neden olan hastalığın etkilediği sisteme göre işitme kaybı, kulak çınlaması, kulakta dolgunluk hissi, çift görme, okuma güçlüğü, baş ağrısı, bilinç bozukluğu, his bozuklukları, kuvvet kaybı gibi şikayetler de görülebilir.

]]>